Sibel Avcı Tuğal – Soyut İmgelem Sergisi 01 Mart Cuma günü Maltepe- SASAV (Sanatçılar ve Snatseverler Vakfı) da açılıyor. Soyut dijital kompozisyonlardan oluşan sergi 29 Mart 2019 tarihine kadar izlenebilir.
SASAV – Fatih Turan Yazısı – 2 Mart 2019
Sibel Avcı Tuğal – Soyut İmgelem Sergisi 01 Mart Cuma günü Maltepe- SASAV (Sanatçılar ve Snatseverler Vakfı) da açılıyor. Soyut dijital kompozisyonlardan oluşan sergi 29 Mart 2019 tarihine kadar izlenebilir.
SASAV – Fatih Turan Yazısı – 2 Mart 2019
Cumhuriyetin 95. Yılı Onuruna 95 Eserlik Sergi
Işık Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 95’inci yılı onuruna Galeri Işık Şile’de 10 ayrı sanatçının 95 eserinden oluşan resim, heykel ve baskıresim sergisi açtı.
Işık Üniversitesi’nin 2018 yılı kültür ve sanat etkinlikleri kapsamında Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin 95’inci yılı onuruna düzenlenen resim, heykel ve baskıresim sergisi Galeri Işık Şile’de çok sayıda davetlinin katılımıyla açıldı.
Aynı zamanda Galeri Işık Şile’nin 10. yıl dönümünde düzenlenen sergide, Türkiye’nin önde gelen sanatçılarından Devrim Erbil, Ramiz Aydın, Tamer Başoğlu, İsmail Avcı, Ali Candaş, Seyyit Bozdoğan, İsmet Çavuşoğlu, Basri Erdem, Yunus Güneş ve Sibel Avcı Tuğal’dan oluşan 10 tanınmış sanatçının 95 eseri yer aldı.
Serginin açılışında konuklara hitap eden Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal İbiş, “Üniversite olarak kültür sanat etkinliklerimize ara vermeden devam ediyoruz. Galeri Işık Nişantaşı, Galeri Işık Maslak ve Galeri Işık Şile’de açtığımız sergilerle, vakıf üniversiteleri arasında en fazla sergi açan üniversite durumundayız. Bu özelliğimizle de büyük bir gurur duyuyoruz. Bu sergiye eserleriyle büyük destek veren tüm sanatçılarımıza üniversitem adına teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Eva Şarlak ise; “Güzel Sanatlar Fakültesi olarak, sanatçılarımızı ve onların eserlerini, üniversitemizin Şile kampüsündeki galerimizde farklı disiplinlerle ve farklı bölümlerde eğitim almakta olan öğrencilerimizle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz. Öğrencilerimizin sanat ve kültürle iç içe olması için sergilerimize devam edeceğiz” diye konuştu.
Eserlerinin yer aldığı serginin açılışında konuşan Prof. Dr. Devrim Erbil, Cumhuriyetin 95’inci yılı onuruna düzenlenen sergide yer almanın duyduğu mutluluğu ifade ederek, “Atatürk sevgisinin günden güne arttığı bir dönemde böyle bir sergide bulunduğum için büyük bir heyecan duyuyorum. Atatürk, sanat alanındaki olağanüstü sezgisiyle sanat ve sanatçıyı onurlandıran emsalsiz bir lider. Sanat ve sanatçı için yaptıkları, çağdaş bir Türkiye yaratma idealinin bir parçasıydı. Atatürk’ün kurduğu çağdaş Cumhuriyetin 95’inci yılının bu sergi ile bağdaşması benim için ayrı ve özel bir anlam ifade ediyor” dedi. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof. Dr. Cemal İbiş tarafından sanatçılara teşekkür plaketlerini takdim edildi.
FMV IŞIK ÜNİVERSİTESİ HAKKINDA:
Eğitim-öğretim hayatına 1996 yılında başlayan Işık Üniversitesi bugün 5 Fakültede 41 programıyla lisans, 2 Yüksekokulda 22 programıyla ön lisans, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitülerinde 31 yüksek lisans ve 6 doktora programıyla lisansüstü, Yabancı Diller Okulu ve Sürekli Eğitim Merkezi ile ön lisans, lisans ve lisansüstü öğrencilere eğitim olanağı sağlamaktadır. Feyziye Mektepleri Vakfı’nın 132 yıllık kültürüyle hayat bulan Işık Üniversitesi, günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilen modern altyapısı, derslikleri, yurtları, kütüphaneleri, sosyal ve spor tesisleri, sanat galerisi ile 490 bin metrekarelik alan üzerine kurulu Şile Kampüsü ve İstanbul iş dünyasının merkezinde Maslak Kampüsü ile hizmet vermektedir.
2012 yılında ilk baskısı yayınlanan “Oluşum Süreci İçinde Op Art” adlı kitabın 2. baskısı Ekim 2018’de Hayalperest tarafından yayınlandı.
Işık yüzyıllar boyunca bütün sanatçılar tarafından her zaman etkili bir sekilde kullanılmış ve ortaya koyulan yapıtlarla bize gerçeği çok boyutlu olarak yansıtmıştır. Son yüzyılda kavramların değişmesine sebep olan kültürel ve teknolojik gelişmeler gerçek ile gerçek dışının bir arada olduğu yeni bir dönemi başlatmış, bu anlamda beynimizin yaratıcı kısmını devreye sokmuştur. Görsel sanatlar alanında bilimsel içeriği sebebiyle “farklı“ olarak tanımlanan Op Art’ın nasıl ortaya çıktığına, dayandığı kuramlara, genel özelliklerine ve eserleriyle birlikte Op sanatçılara yer veren bu kitap, bir yandan önemli bir referans kitabı olurken diğer yandan Op Art’ı sanatseverlere yalın bir dille anlatmaktadır. “…Çizgileri ile sonsuzluk çağrısı yapan Op Art, Schelling’in tabiriyle “sonsuz olanı sonlu olanda“ ortaya koyarken XX. yüzyılla birlikte dönüşüme uğrayan sanat konseptinin alımlayıcısını birinci plana taşır. Akımın algı yanılsamasına endekslenen sanat anlayışı, alımlayıcısının eğitim ve yaş gibi bireysel farklılıklarını ortadan kaldırmayı hedefler. Diğer bir deyişle alımlayıcı, bir anlamda tikellikten çıkartılır. Bireysel farklılıkların etkili olmadığı ve tümüyle genel-geçer bir platformdan hareket eden akım, algılama mekanizmasının işleyişinden yararlanır. Dolayısıyla her bireyde aynı görsel etkiyi oluşturmak, akımın varlık nedenini teşkil eder. Artık yapıtın anlamlandırılması için alımlayıcının belli bir kültürel birikime gereksinimi kalmaz. Alımlayıcı açısından bireysel ve kültürel farklılıkları aşma istemi ile yola çıkan Op Art, sanatsal yaratıcılığı teknoloji ile destekleyerek sanatçı yeteneğinden ve kimliğinden kaynaklanan bireysel farklılıkları da ortadan kaldırır. “Teknoloji mi bize bağlı, biz mi teknolojiye“ sorusunu zihinlere taşıyan Op Art’ın, bugünlerin gündemine yerleşen Digital Art’ın da yolunu açmış olduğu savı, yapılan çalışmaya güncellik bağlamında önem kazandırmaktadır.“
“Oluşum Süreci İçinde Dijital Sanat adlı bu çalışma, sanat-bilim ve teknoloji arasındaki etkileşimleri ele alarak farklı disiplinlerin birbirlerini etkileme biçimleriyle geleceğin sanat biçimine ve ortaya çıkacak yeni bir yaratıcı sinerjiye de işaret etmektedir.” Prof. Dr. Halil Akdeniz
Akademisyen-yazar Sibel Avcı Tuğal’ın Oluşum Sürecinde Op Art’tan sonra yazdığı ikinci kitap olan ve günümüz sanatının bağımsız bir formu haline gelen Dijital Sanatı tüm yönleriyle ele alan Oluşum Sürecinde Dijital Sanat, teknolojinin geleceğin sanatını şekillendirme biçimine dair bir içerik sunuyor. Dijital Sanat’ın öncülerine kapsamlı bir yer verilen kitapta, bu sanatsal eğilimin kısa tarihçesi verildikten sonra gelişme evreleri hakkında bilgiler veriliyor.
Sanayi devriminin son basamaklarından Endüstri IV’ün sanat dünyasındaki etkilerinin kuramsal bir altyapıyla desteklenerek açıklandığı Oluşum Sürecinde Dijital Sanat, galerilerde, bienallerde, fuarlarda ve hatta müzelerde sık sık görülmeye başlayan yapıtlara da değiniyor. Bu kitapla Tuğal, Dijital Sanat’ın şekillendirdiği yeni görme biçimlerinin geleceğin sanatı, geleceğin insanı ve geleceğin izleyicisi üzerindeki etkileri hakkında fikir sahibi olmak isteyen okurlara yeni bir perspektif sağlıyor.
Sibel Avcı Tuğal, ‘Digital Aesthetica’ isimli sergisiyle FMV Galeri Işık’ta
FMV Galeri Işık, Sibel Avcı Tuğal’in “Dijital Estetik” isimli sergisine ev sahipliği yapacak. 9 Ekim’de açılacak olan sergi, 20 Ekim’e kadar ziyaret edilebilecek.
Sibel Avcı Tuğal’ın dijital sanat eserleri, FMV Galeri Işık’ta sanatseverlerle buluşuyor. Sanat ve matematiğin dengesinin yer aldığı çalışmalarıyla öne çıkan sanatçı, eserlerinde bir yandan resmin bütün plastik öğelerini uygularken, bir yandan da dijital kompozisyonun armonisini ve estetiğini ortaya koyuyor. Geometrik çizgileri ile dikkat çeken eserler üreten Sibel Avcı Tuğal’in çalışmalarında modern yaklaşım yer alıyor. Tuğal eserlerinde pleksiglas, metal gibi malzemeler kullanıyor.
Sibel Avcı Tuğal’in “Dijital Estetik” isimli sergisi FMV Galeri Işık’ta 20 Ekim’e kadar sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
Sibel Avcı Tuğal’ın Sanatı Üstüne… ( Prof. Dr. İsmet Çavuşoğlu’nun yazısından alıntıdır. )
Sıfır ve Bir’le şekillenen renkler ve biçimler dijital sanatın varlık nedenidir.
Dijital olarak üretilen yapıtlardaki sanal estetik kavramı, geçmiş dönem tüm sanat uygulamalarında resmin, görüntünün ve görselin yaşadığı dönüşümle yakından ilgilidir. Dijital teknolojinin gelişimine paralel olarak ilerleyen sanat, çok disiplinli sanat anlayışı ve uygulamaları ile bir bütündür. Sanat düşünürlerinden İsmail Tunalı’ya göre 20. yüzyılla birlikte sanat dünyası disiplinlerarası sanat dilini beraberinde getirmektedir. İnsanın varlık alanını ve anlayışını geliştiren bu durumla birlikte dünya fiziksel bir varlık olmaktan çıkmış, siber bir sisteme dönüşmüştür. Siber uzam; bilim, sanat ve tasarım ile oluşturulan farklı bir boyuttur. Sanat Eleştirmeni Meral Bostancı’ya göre; Sibel Avcı Tuğal’ın çalışmaları soyut, belirlenimsizlik kategorisinin yoğun olarak duyumsandığı dijital yapıtlardır, önceden kestirilebilen bir erekle donatılmamış yorumcunun dilediği gibi hareket edebileceği, özgürce yorumlayabileceği kompozisyonlardır. O kadar ki, her yorumda yeni bir anlam kazanabilirler. Özünde var olan sürekli ileriye dönüklük ve kendinde her zaman görülecek başka bir şeylerin oluşu, Eco’nun ‘açık yapıt’ıyla birebir ilişkilidir. Onlar artık, bir biçim içine girmiş sonsuzluğun kozmostaki görüntüleridir. Sibel Avcı Tuğal’a göre dijital resim yapma dürtüsü, dengenin, uyumun, heyecanın, neşenin, gizemin ve bilinmeyene olan ilginin, hatta varlık kavramının an be an sorgulanması ile eşdeğerdir.
Sibel Avcı Tuğal’ın dijital sanat çalışmalarında tekniğin, sanatın ve matematiğin dengesini bulmak mümkündür. Tuğal, dijital üretimde de resmin bütün plastik öğelerini uygular, dijital kompozisyonun armonisini ortaya koyar. Sibel Avcı Tuğal’ın geometrik ve lirik soyut anlayışını ustalıkla uyguladığı dijital eserlerinde modern yaklaşımlar dikkat çekmektedir. Formda ve kompozisyonlarında yakalamış olduğu dinamiklerin ilk bakışta plastik açıdan ne kadar etkili oldukları, farklı armoniler ile çizgisel ve noktasal elemanların oluşturduğu optik yanılsamaların kullanımı, renk ve leke dengesi Tuğal’ın resim anlayışının tasarımını belirlemektedir. Resimlerinde kullandığı deforme ve soyut lekelerin örgüsel yapısı, koyu –açık değerlerin yanı sıra geçişler, katmanlı plan uygulamaları ve zıtlıkların kullanımı herşeyden önce matematiksel bir akıl ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanatçının yapıtları izleyiciye adeta görünenin ötesini düşünme ve görme imkanı sağlamakta ve bunun için görsel şifreler sunmaktadır. Eserlerinde rastladığımız renkli ve akromatik armonilerin oluşturduğu eserler yan yana geldiklerinde gizemli bir şekilde birbirlerine güç kazandırmaktadır. Yapıtların her biri farklı şeyler ifade etmesine ve birbirinden farklı anlayışta ve yapıda olmasına karşın bütün olarak bakıldığında akıl, duygu ve armoni bütünlüğü açık olarak hissedilmektedir.
Farklı malzemeler kullanmaktan çekinmeyen sanatçı pleksiglas, metal, tuval gibi malzemeleri farklı kalınlıklarda ustalıkla kullanabilmektedir. Sibel için soyut sanat görünenin ardındaki görünmeyen ile kurulan bir bağlantıdır, düşünsel boyutla ilişki kurar ve özellikle izleyiciyi içine çekerek düşünmeye ve hissetmeye yönlendirir. Sanatçıya göre görünen belirsizlikler ise algısal boyutla bağlantı kurduğu için her yorumda yeni bir anlam kazanabilirler. Kurgu, hayal, merak, imgelem gücü, sezgi ve eleştirinin estetikle birleşmesi sonucunda ortaya çıkan lirik kompozisyonlar Sibel Avcı Tuğal’ın sanat anlayışını tanımlar.
About Sibel Avcı Tuğal’s Art / İsmet Çavuşoğlu – Academician
The colors and forms that are shaped by Zero and One are the bases for digital art.
The concept of virtual aesthetics in digitally produced works is closely related to the transformation of painting, image and image in all past art practices. human beings’ space and understanding have developed with digital technologies and this situation has turned into a cyber system by removing the world from being a physical entity. Cyber space ,it is a different dimension created with science, art and design. Digital art forms, which are among the practices of digital culture, became part of contemporary art. Sibel Avcı Tuğal’s works are abstract, undetermined category of digital art works, perceived through the senses intensely. Compositions, which are not equipped with a predetermined object can be interpreted freely depending on the relationship with the work, and it can also gain a new meaning in every interpretation. The existence of constant forward-lookingness and the fact that there is always something to be seen in itself is directly related to Eco’s discourse “open work”. Lines, shapes and colors are the images of eternity in the cosmos. According to Tugal, the urge to do digital painting, balance, harmony, excitement, joy, mystery and it is equivalent to questioning the interest in the unknown, even the concept of being. Its possible to find The balance of technique, art and mathematics in Sibel Avcı Tuğal’s digital artwork. In digital production, Tugal applies all the plastic elements of the painting, and demonstrates the harmony and aesthetics of the digital composition. Tuğal’s modern approach is observed and draws attention to her masterfully applied abstract geometric and lyrical concept. Form and composition the strong effect created by the dynamics, the optical illusions formed by the different harmonies and the linear and point elements are hidden in the balance of color and stain. The knitted structure of the deformed and abstract stains used in her paintings, the transitions, the layered plan applications and the use of contrasts as well as dark-light values are first of all a mathematical mind product. The artist’s works provide the viewer ,the opportunity to think and see beyond the visible and provide visual ciphers for this. For Sibel, digital abstract art is a connection established with the invisible, behind the visible, establishes a relationship with the intellectual dimension, and the ambiguities can gain a new meaning in each interpretation as it relates to the perceptual dimension. Sibel Avcı Tuğal’s works of art; digital compositions that emerge as a result of fusion, curiosity, imagination, intuition and criticism as a whole combined with aesthetics.
Dijital Armoni / Işık Üniversitesi Şile Kampüsü / Galeri Işık Şile / Mart 2018
FMV Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eva Şarlak’ın 6 Mart 2018 Sergi Açılış konuşmasından:
“Bireysel uygarlığın başlangıcından bu yana geniş kitleler için sanat yapma yolunda atılan adımlar gittikçe hızlanmıştır. Gelebildiği son nokta olduğunu düşünmemekle birlikte bu hızda rol alan ve Dijital dünyanın armonisine yönelmemizi sağlayan sanatçımız Dr. Sibel Avcı Tuğal’ı yürekten kutlarım. Mitologyanın iki Tanrısı’nın birleşiminden doğan bir harika kızdan bahsetmek isterim. Savaş Tanrısı Ares ve arzu ve isteğin Tanrıçası Kıbrıslı Aphrodite’den doğan Harmonia… Uyum ve denge Tanrıçası. Sanat felsefesinin temel kavramlarından. Yazarlara göre kozmik dengeyi yöneten bir Tanrı olarak ta tasvir edilir. Çokluğun ve karşıtlığın düzenli bir birlik oluşturmasıdır Harmonia yani armoni. Pythagoras’çı estetiğin temel düşüncesidir. Armoni sanattaki unsurların tatmin edici, hoşa gidecek biçimde düzenlendiği duygusunu da dile getirir. Kandinsky’ye göre “Armoni kompozisyondur.” İçsel armoniyi ifade eden sözcüklerin yerine buradaki armoni, görsel devinimde yayılan piksellerde, yaratıcılık ve hayal gücü ile şekillenen, algıyı yönlendiren, duyguyu aktaran etkileyici bir görsel dil ile sunulmaktadır. Bütünü meydana getiren öğelerin/parçaların kendi aralarındaki iletişimi gözlerimizin önündedir.”
Dijital Armoni Sergisi Sibel Avcı Tuğal’ın bilgisayar ortamında oluşturduğu dijital resimlerden seçkileri içermektedir. Dijital sanat alanında araştırma ve üretimler yapan Tuğal’ın sergide toplam 64 adet soyut -lirik ve soyut-geometrik dijital resim çalışması yer almaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1937 yılında hazırlanan “Geometri” kitabının 80. yılı dolayısı ile; Feyziye Mektepleri Vakfı tarafından “Geometri” kitabı yeniden 5000 adet sayılı olarak hazırlatılaran 132.yıl onuruna tüm Işık Okulları öğrencilerine dağıtmıştır. Önerilen proje kapsamında Sibel Avcı Tuğal tarafından özel olarak hazırlanan “Atatürk ve Geometri” adlı çalışma Işık Okulları Liseleri’nde yer almaktadır.
Sayın Meral Bostancı’nın Sayısal Uyum Resim Sergisi ile ilgili yazdığı yazıdır, Bahariye Sanat Gazetesi Ekim 2013 sayısında yayınlanmıştır.
Sanat tarihine konu olan sanatsal üretimler; geleneksel yöntem, mekanik yeniden üretim ve dijital yöntem olmak üzere üç ana başlık altında tutuluyor ise,[i] Sibel Avcı Tuğal, bu aşamaların en yenisi olan dijital yöntemi kendine ifade biçimi olarak seçmiş bir sanatçıdır. O, sanat yapıtı üretimlerinde zamanının tekniğini kullanarak malzeme zenginliği sağlamış, bilim ve teknolojiyle çok sıkı biçimde iç içe geçirerek sanatsal bir anlatım formuna dönüştürmüştür.
Dijital sanat tekniğinin sağladığı söz konusu çoklu ortamların sınırsız oluşu ile bir insan, endüstri toplumunda ya da bilişim çağında yaşıyor olsa dahi bir sanatçı gibi yaratıcı olabilir; teknolojik materyalist bir dünyada olsa dahi hayatın anlamını ve amacını bulabilir. Sanatı dijital’e “dönüştürmek”, sanata kişinin teknolojik bir toplumda bulamayacağı bir anlam ve değer katmaktır. Kısaca, modern toplumun ana insani konusuna parmak basmak isteyen sanatçının yeni ifade biçimidir.
Sibel Avcı Tuğal’in dijital üretimleri, herhangi bir mevcut görsel yapının fotografik manipülasyonu ile oluşturulmuş postmodern söylemler değildir; doğrudan dijital olarak tasarlanmış, özgün yapılanma biçimine sahip soyut resimlerden oluşmaktadır. Nokta, çizgi ve düzlem yapılanması ile onların ilişkilerini araştırarak inceleme konusu yapan sanatçı, başarılı renk kullanımıyla söylemini güçlendirerek, çeşitlendirmiştir. Dijital resim yapma dürtüsünü, “dengenin, uyumun, heyecanın, neşenin, gizemin ve bilinmeyene olan ilginin, hatta varlık kavramının an be an sorgulanması ile eş değer olduğunu” ifade eden sanatçının çalışmalarında yer alan form-renk-kompozisyon yapılanmasının, daima ön planda olduğu görülür. Ana kompozisyon yapısının güçlü varlığı, bir bakıma, çalışmaların tamamen dijital resim kompozisyonları olarak değerlendirilmesine olanak sağlar.
Serginin adının “Sayısal Uyum” oluşu, hem dijital yapıya ve matematiğe, hem de dengeye ve harmoniye göndermesi açısından anlamlıdır. Nitekim resimlerde varlığını hissettiren öncelikle bu duyumlardır; matematik, estetik, denge, uyum, renk, çizgi, form, nokta, yapı ve kendiliğinden güçlü bir kompozisyon… Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da, öz görü (öze yönelik kavrama) ile ilişkilidir: Gerçekten de söz konusu kompozisyonlarda görü, görünmezin görünür kılınması üzerinedir. Tıpkı Cézanne’ın “insan yok, ama bütünüyle manzaranın içinde” söyleminde olduğu gibi…
Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Elemanı olan Sibel Avcı Tuğal, görsel algı ve optik sanat üzerine yapmış olduğu lisansüstü araştırmalarının devamı olarak nitelendirilebilecek, dijital sanat üzerine yayımlanmış akademik çalışmalarıyla kuramsal açıdan kazanmış olduğu bilimsel yetkinliği ve deneyimlerini ülkemizde aynı alanda uygulayarak temsil eden öncü sanatçılardan biridir.
Sibel Avcı Tuğal’in dijital ortamda tasarlayarak oluşturduğu çalışmaları, 1 Ekim- 22 Ekim 2013 tarihleri arasında Mustafa Ayaz Sanat Galerisi’nde sergileniyor. Yapıtlarını tuvale baskı yöntemini uygulayarak izleyiciyle buluşturan sanatçının çalışmalarında var olan ve hepsi bir arada uyumla ortaya çıkan; kişisel istem doğrultusunda geliştirilebilir, değiştirilebilir, özgün yapıya sahip sistemleri, sergi sürecince izleyebilirsiniz.
Meral Bostancı (Sanat Yazarı)
Sibel Avcı Tuğal hakkında; (2013)
İlk kişisel resim sergileri 5 ve 9 yaşındayken Bolu Güzel Sanatlar Galerisi ve Ankara Kızılay Genel Merkezi’nde açılan Sibel Avcı Tuğal, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Elektronik Mühendisliği (B.S.) diplomasıyla mezun oldu. Netaş-Nortel şirketinde 1986-1997 yılları arasında sürdürdüğü iletişim mühendislik kariyerinin yanı sıra sanat çalışmalarına devam etti. Resim, baskıresim ve fotoğraf sergilerine katıldı. 1995 yılından itibaren bilgisayar ile grafik tasarım çizimleri, orijinal illüstrasyonlar ve kompozisyonlar çizmeye başladı. Kişisel Multimedia şirketinde proje yöneticisi, art direktör ve grafik tasarımcı olarak çalışan Sibel, 2003-2006 yılları arasında Kanada’da bulunduğu süre web tasarımcı ve grafik tasarımcı olarak çalıştı.
2007 yılında Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin kurucu kadrosunda yer aldı ve öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 2011 yılında Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Sanat Kuramı ve Eleştiri Yüksek Lisansını (M.A.) tamamladı. Mayıs 2012’de “Oluşum Süreci İçinde Op Art” adlı kitabı yayınlandı.
Sibel Avcı Tuğal, halen Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak akademik kariyerini sürdürmektedir. Değişik tekniklerde devam ettiği sanat çalışmalarının yanı sıra, 1995 yılından beri ağırlıklı olarak “Digital Art” alanında akademik araştırma yapmakta ve yapıtlar üretmektedir.
Son üç yılda katıldığı sergiler ( 2011-2013) :
Kitap Yayını:
Oluşum Süreci İçinde Op Art / Hayalperest Yayıncılık, Sanat Kuramları Dizisi, İstanbul, 2012
Kitap Bölüm Yazarlığı :
Görüntü Üretimi ve Gündelik Hayat / Bölüm : 21.yy, Dijital Görüntü Çağı, s.108-120, Kırk Yayınevi, İstanbul, 2013
İletişim Bilgileri:
www.sibelavcitugal.com
tugalsibel@gmail.com
Ekim 2013
[i] Özer S. Zuhal (2010), “Djiital Sanat”, s. 216. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C:10, Sayı:3.[213-237]